En Son Yazımız

DEVRİMİN HİKAYESİ


 Tarımı da yenileyeceğiz, ama sadece ot satarak bir şey elde etmek mümkün değil! Bir gemi dolusu pamuk karşılığında zar zor 7-8 otobüs alabiliriz. Bir gemi dolusu pamuğu kaldırmak için ne kadar çaba harcamanız gerektiğini bilmektesiniz. Bu nedenle sanayi gereklidir. Dengeli bir tempo ile sanayileşmeliyiz. Bu kesin bir gerekliliktir. "Sektörümüz yok mu?" Evet var, ama öyle dağınıklar ki hepsi bir yönde çalışacak şekilde düzenlenmeli. Otomotiv endüstrisi söz konusu olduğunda, modern bir ülke kendi ulaşım araçlarını üretmelidir. Günümüz dünyasında ulaşım araçları ekonomide önemli bir yer tutmaktadır. Kendi ulaşım araçlarımızı üretmeliyiz, kendi araçlarımızla taşınmalıyız. İlk olarak, bazı parçaları yapmak zorundayız; sonra, iyileştirme ile bunların% 70-80'ini oluşturmalıyız. Bazı insanlar Türkiye'de otomobil üretmenin imkansız olduğunu söylüyor. Bu düşünce kara zihinlerin ürünüdür. Türkiye'nin de bizi bu şekilde teşvik eden birçok sanayi kolu var …


Tarihler 15 Mayıs 1961’i gösterdiğinde 4. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Otomotiv Endüstri Kongresi’nin açılışında bu sözleri söyledikten sonra ülkenin gereksinimlerini karşılayan bir prototip motor ve otomobil üretme talimatını verdi. Zamanın en iyileri ile karşılaştırılacak ,eksikleri tespit edilecek ve Türkiye’de mümkün olan en iyi otomobil üretilmeye çalışılacaktı.


Önce çeşitli şirketlerde çalışan 24 mühendis görevlendirildi. Görevleri açıktı, tamamen Türkiye'de tasarlanmış ve üretilmiş bir otomobili 130 günde yaparak 29 Ekim 1961’deki Cumhuriyet bayramına yetiştirmek zorundaydılar.

 

Bu yerli araba fikri ülkeyi adeta bölmüştü. Yerli Türk aracının yapılması halinde bu olay Türk tarihi içinde bir “Devrim” olacaktı. Tabi ki bu devrimi gerçekleştirmek hiç de kolay olmayacaktı

Zaman kısıtlıydı, iş zordu, "Motoru, kaportası ve bütün mekanik özellikleri Türklere ait bir araç, böyle sınırlı bir zaman diliminde nasıl yapılabilir nasıl yetiştirebilirdi? 


Mühendisler, öncelikle arabanın yapılması için uygun bir atölye bulmak zorundaydı. 16 Haziran 1961 tarihinde yapılan toplantıda çalışmalar için en uygun yer olarak günümüzde TÜLOMSAŞ olarak bilinen Eskişehir Demiryolu Fabrikaları dökümhanesi kullanıldı. Çalışmalara diğer otomobil tipleri ve teknik özellikleri araştırılarak başlandı. Daha sonra arabanın tipi, boyutu, şanzımanı vb. öteki yedek parçalar, tasarlanması ve en son imal edilmesi planlandı.

Eskişehir’e arabanın yapılacağı atölyenin hazırlanması için haber gönderildi. Ayrıca otomobil sahibi olan kişilerin 19 Haziran’da Eskişehir’de bulunmaları istendi. Dökümhanenin zemini tamamıyla sac levhalarla kaplandı. Atölyenin kapısına bir de levha asıldı, levhada arabanın teslimine kaç gün kaldığı yazıyordu. Her gün levhadaki gün sayısı değiştiriliyordu. Günler geçtikçe projede  bulunan 24 mühendis artık bunu bir görev olarak değil; yaşam amacı, haysiyet ve onur mücadelesi olarak görüyordu.  O denli özverili çalışıyorlardı ki, hafta sonları dâhil günlük 12 saate çıkan çalışma süreleri olmuştu. Bazen eve gitmektense araba kaportasında uyuyorlardı.





Devrim arabasının temel ve teknik özelliklerinin başka bir araca benzememesi için iki farklı numune oluşturuldu. Biri A ve öteki B olmak üzere iki ayrı motor hazırlandı. Şanzımanlar ise Ankara Fabrikasında tamamen yerli olarak üretildi. Son olarak motorun gövdeye uydurulması sorunu, debriyaj, gaz ve fren kumanda mekanizmalarını yerleştirmek ve direksiyonun en uygun konumunu bulmak kaldı. Ayarlı direksiyon fikri ortaya atıldı fakat kabul edilmedi. Hâlbuki Türk mühendislerin düşündüğü bu yeni fikri, iki yıl sonra Cadillac markası yeni bir özellik olarak tanıttı.



Elektrik donanımı ile diferansiyel dişlileri, kardan istavrozları ve motor yatakları ile cam ve lastikleri dışında bütün özellikleri ve mekanik donanımları yerli üretimdi. Bir yandan yapılan ilk aracın son çalışmaları yürütülürken bir yandan da Cumhurbaşkanı’na sunulacak olan B otomobilinin yetiştirilmesi için çalışmalar son gaz devam ediyordu. Sunulacak olan bu B tipi aracın son kat boyası ise 28 Ekim günü vuruldu. Hatta pasta ve cilası Ankara’ya sevk edilirken trende yapıldı. Arabaların buharlı lokomotif ile çekilmesi sırasında bacadan çıkan kıvılcımlar ile araçların alev almaması için manevra yapabilmek adına koyulan bir kaç litre benzin dışında yakıt depoları boşaltıldı. Arabalara asıl benzin transferi Sıhhiye’de Mobil Benzin İstasyonundan yapılacak ve ardından arabalar meclise devam edecekti.

 


 

29 Ekim sabahında tarihi an başladı. Devrim arabalarını taşıyan tren sabaha karşı Ankara’ya ulaştı. İki Devrim arabası, Ankara Demiryolu Fabrikası’na indirildi. Verilen sözler yerine getirilmiş ve Devrim Arabaları etraflarında motosiklet eskortu eşliğinde yola koyulmuştu. Fakat arabalara eşlik edenlerin benzin ikmalinden haberleri olmadığı için benzin dolumu unutuldu. Arabalar Meclis’in önüne geldiğinde durum anlaşıldı. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tören için yakıt ikmali yapılmadan önce siyah araca bindi. Yaklaşık yüz metre ilerledikten sonra araç durdu. Cemal Paşa’nın “Neler oluyor?” sorusuna direksiyonda bulunan Yüksek Mühendis Rıfat Serdaroğlu “Paşam, benzin bitti.” cevabını verdi. En sonunda araçlara benzin ikmali yapıldı. Böylece Cemal Paşa, Anıtkabir’e doğru seyahat etti ve arabadan indikten sonra “Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz” sözünü söyledi.




Ertesi gün belki de bu ülkeye yapılmış en kötü şeylerden biri yapıldı ve bütün gazeteler de söz birliği edilmişcesine Devrim Arabası ile ilgili “100 metre gitti bozuldu” manşeti atıldı. Fakat 2 numaralı aracın ilk gün hipodromda yaptığı törenden veya Cemal Gürsel’in Anıtkabir’e bir başka Devrim Arabası ile gittiğinden hiç bahsedilmedi. Hatta gündemde bütün haberler, konuşmalar ve fıkralar yapılan arabanın boşa yapıldığını ve paranın boşa gittiğini söyledi. Fakat basın Devrim Arabalarına ayrılan ödenek heba edildi derken; aynı yıl Tarım Bakanlığı tarafından “At neslinin ıslahı” için ayrılan 25 milyon TL'lik ödenekten hiç bahsetmemişti.


Bütün bu geceli gündüzlü çalışmalar sonunda tamamlanan Türk Devrim Arabası, Türk tarihindeki en önemli sanayi girişimlerinden biri olmasına rağmen daha çok deposuna benzin konulmasının unutulması ile ün yapmıştır.


“Devrim Arabası” adlı filmde geçen şu cümle yaşanılanları özetlemiştir: “Bu devlet için hizmet eden herkese elbette ki bu fedakârlığının cezası verilecektir.” 

KAYNAKLAR:


https://cdn1.ntv.com.tr/gorsel/c5_WnfEL2ESyOjpKpUFshg.jpg?width=1080&mode=crop&scale=both
https://www.tarihiolaylar.com/tarihi-olaylar/devrim-arabalari-300
https://mutlakaoku.com/devrim-arabalari/
https://www.tccb.gov.tr/cumhurbaskanlarimiz/cemal_gursel/
https://www.youtube.com/watch?v=2TjEwPH5qOU
https://twitter.com/siyasiposting/status/1255483331728179200
https://www.eskisehir.net/eskisehir/tulomsas-in-yeni-statusu-belirlendi-h36405.html
https://www.sozcu.com.tr/2021/otomotiv/turkiyenin-ilk-goz-agrisi-devrim-arabalari-6311103/
https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/devrim-arabasi-ne-zaman-yapildi-ilk-yerli-otomobili-devrimin-hikayesi-5534614/?utm_source=dahafazla_haber&utm_medium=free&utm_campaign=dahafazlahaber



0 yorum:

Yorum Gönder